En Güzel Dileklerle Uğurböcekleri
Türkiye’nin saklı alternatiflerinden Kahramanmaraş Uludaz Tepesi’nde, ülkemizin en büyük uğurböceği kolonisi bulunuyor ve 2007 yılından beri amatör dağcılar ve profesyonel dağcılık kulüpleri tarafından yine amatör bir ruhla, ufaktan belediyenin desteği, 2012’den beri de Türkiye’nin lider e-ticaret platformlarından n11.’in ana sponsorluğuyla bir festival düzenleniyor.
On binlerce uğur böceğinin yaşadığı, doğduğu ve öldüğü Uludaz Tepesi’nde bu güzel canlıların asıl yoğun olduğu dönem mayıs sonu haziran başı olsa da, az çok yaz sezonu boyunca yine çok sayıda uğur böceği görme ve fotoğraflama imkanı var. Biz de 8. Uludaz Uğur Böcekleri Festivali’ne 25-26 Temmuz 2015’te “alışverişin uğurlu adresi” olarak kendimi konumlayan n11’in davetiyle, n11.com outdoor kategorisinin ürünleriyle gittik ve doğanın içinde, 2000+ rakımda kamp yaptık, 2300 rakıma tırmandık. Keşfetsene’yi temsilen turda Taflan yer aldı. Elbette gitmişken Kahramanmaraş’ı da kısaca gezdik, kahvaltıda kelle paça çorbamızı içip, dondurmalarımızı yedik, ertesine de muhteşem bir Gaziantep Turu ekledik.
Kahramanmaraş il merkezi’nden aslında 70 km. civarında mesafede olan Uludaz Tepesi ve kamp alanımız bozuk köy yolları sebebiyle 3 saat gibi bir sürede kat edildi. Gruptan birçok kişi yolların yapılması gerektiğini düşünse de, biz karşı olduğumuzu ve mevcut doğal yapının yeterli olduğunu düşünüyoruz bunu da not edelim.
Dağcılık kulüplerinin başarılı iletişimiyle hem bölgeden, hem Türkiye’nin farklı illerinden hem de şaşırtıcı sayıda yurt dışından gelen bireysel dağcılar ve dağcılık kulüpleri etkinliği şenlendirdi. Kosova, Azerbaycan, Lübnan, Suriye gibi ülkelerden gelen dağcılar akılda ilk kalanlar olurken, Adana, Antep, Mersin gibi yerel dağcılık kulüplerimiz de etkinliğe ilgi göstermiş. Geçen yılda çok kalabalık olan etkinlik, doğanın ve uğurböceklerinin korunması amacıyla bu sene kısıtlı bir katılımcı sayısında tutulmuş ve 300’den fazla kişinin katıldığı, 150 civarında kampçının da kampta gecelediği ölçümlendi. Elbette bölge köylülerinin de hem eğlence, hem de ufaktan ticaret amaçlı katılımları Uludaz Uğurböcekleri festivaline renk verdi. Bizim kısa – uzun sohbet etme fırsatı bulduğumuz 30’a yakın köylü oldu, tipik Anadolu sıcaklığında, samimi, doğal insanlar olarak bir kısmı anılarımıza renk kattı.
Kamp alanında gittiğimizde henüz kurulmamış kamp alanı profesyonel dağcılar ve organizasyon ekibi tarafından halledilirken, nispeten şehirli olan konukların başta sıkıldığını ve gerildiğini eklemek lazım. Camping notlarımızda da daha önce belirttiğimiz üzere hiç kamp yapmayanlar için biraz zorlayıcı olabiliyor coğrafi koşullar ve kamp şartları. Başta hazır olmayan su, tuvalet gibi temel ihtiyaçlar yol yorgunluğuna da eklenince en azından başlangıç aşamasında sorunlar doğurunca bazı katılımcıları ne yazık ki üzdük. Taflan için çok da sorun olmayan bu etkenleri bir kenara bırakırsak, çocukluğumuzun efsane lezzeti Mersin mutfağının önemli hamur işi ürünleri sıkma ve börek ile karşılanmak ve bunlar eşsiz Toros Dağları’nın doğası içinde atıştırmak şahane bir andı. Düşünsenize deniz kenarında sıcaktan pişerek yediğimiz sıkmalar şuan 2000 rakımda, inanılmaz esen bir havada elimize veriliyordu, lezzet açısından bi’ Mersin ya da Adana değildi ama aç açına da iyi gitti açıkçası.
Öğleden sonra çadırların tam kurulumları tamamlandığında, diğer işler de halledilirken bölgede biraz yürüyüş yaptık, dağlık alanda ağaçlık ortam bulmak büyük avantaj ve keyif oldu, gölgede yerli köylü arkadaşların misafirperverliğinde onların alanında takıldık, çocuklar canavar gibi biri İTÜ’de mühendislik, biri de yine iyi bir üniversitede tıp okuyan genç arkadaşlarımızın anaları da taze salatalık ikramı ile bizi mutlu etti. O güneşin altında gölgede bir minderde oturmak da açıkçası büyük keyifti.
Akşam üstü ana kamp alanında trekkking’e geçtik ve uğurböceklerini bulundukları zirvede ziyaret ettik. Şehir içinde ya da doğada tek bir tanesi bile üstümüze geldiğinde insanı mutlu eden arkadaşların yüzlercesini bir arada görebilmek büyük şans. Dilek dileyenler, onlarla fotoğraf çektirenler, ufaktan inceleyenler oldu ve fotoğraflamaların ardına kamp alanına inildi.
Gece sağlam bir akşam yemeğinin ardına kamp ateşi yakıldı ve platformdan yerel müzisyenler tarafından Anadolu’nun düğünleri gibi ‘eğlence’ gerçekleşti. Çocukları pistten çekin denmediği için ok şanslıyız çünkü doğada pist derdi de yok, herkes istediği yerde takılabiliyor. Biz de kamp ateşimizde sohbetle muhabbetle geceyi tamamladık ve gündüz piştiğimiz havanın sert soğuğunda mis gibi uyuduk. Çadırlarımız ve uyku tulumlarımıza kazaklar eşlik etti, ona rağmen temmuz sonunda soğuktan birkaç kez uyandığımızı belirtelim.
Sabah uyandığımızda karşımıza Toroslar’ın eşsiz doğasına karşı pazar kahvaltısı yaptık, gezinin en güzel anlarından biriydi şüphesiz, kampımız toplantı, sertifikalarımız ve fidanlarımız verildi ve dönüş yoluna geçtik.
Türkiye’nin korunabilen doğal güzellikleri içinde dağlar, nehirler, ağaçlar ve hayvanlar aslında önemli bir alan kaplıyor ve günlük şehir koşuşturmacası sırasında onları unutuyor, başka bir hayatın hiç olmadığı gibi yaşıyoruz. Oysa ki basit bir hafta sonu kaçamağında binlerce metrede uyumak, doğa içinde uyanmak ve diğer canlılarla birlikte yaşamak mümkün.
Uğurböcekleri size mutluluk getirsin, dilek dileseniz de, aceleden unutsanız da.