SIRT ÇANTALI SEYAHAT, PAYLAŞIMCI VE SAYGILI HAYAT
Keşfetsene’nin ruhunu oluşturan, seyahat felsefesini şekillendiren “backpacker ruhu” Türkçe’ye “sırt çantalılık” anlayışı olarak çevrilse de, burada önemli olan sırt çantası değildir. Yürüyerek git, bisikletle git, motorla git, arabayla gez, karavanla takıl, uçakla uç, tekneyle kaç, tur şirketiyle git fark etmez, bize göre backpacker ruhu ihtiyaçları küçültme, gezegenimizi anlamaya çalışma, farklılıklara saygı duyarak sınırsız ve kimliksiz ortaklıklarımıza yoğunlaşma, paylaşma ve “Dünya Vatandaşı olma çabasıdır.
İşin en güzeli de hangi gezgine sorsan, farklı anlatır, bambaşka ifade eder, bu yüzden de ortak paydalarımız olsa da backpacker ruhu tanımsızdır.
Ucuzun değil de, ekonomik seyahatin ve ekonomik yaşamın peşinde olduğunuzu söyleyebiliriz. Daha az para harcayıp, daha çok gezmek; gezdiğimiz şehirlerin damarlarına inmek isteriz biz.
Backpacker yereldir. Mümkün olduğunca lokal takılmayı sever. Çeşitliliğe saygı duyar ve onu korumaya çalışır. Evrenselliğe inanır, evrensel değerleri evrenin içinde öğrenir, yaşatır.
Çantasına bir dünya gerekli eşya koyar bir backpacker. Gereksiz her gram ağırlığı reddeder. Sonra ekler: Çünkü çok iyi bilir aldığı her fazla ağırlık, bir süre sonra ona yük olarak geri dönecektir. Aynı hayat gibi işte. İhtiyaçlarını sırtlamak zorundasın, ancak daha fazlasını istersen onun yükü de senindir ve seni yıpratır. Yaşamayı dahi unutursun.
Bizim çantamızdan eksik olmayan umutlarımız vardır, eğlence merakımız, yardımseverliğimiz, sonsuz paylaşım çabamız, bitmez merakımız ve öğrenme gayemiz. Elbet maceracılığımız da.
Zengin ya da dar gelirli olmamız önemli değildir. İşin şartı her kuruşun değerini bilmemizdir. Yalnız da gezeriz, grupla da. Yalnızken de her seferinde sosyalleşmeyi başarırız. Yaşamak, yaşatmak, öğrenmek, keşfetmek ve paylaşmak hedefindeyiz. Kimimiz gezip görmek için yaşar, kimimiz yaşamak için gezip görür.
Genç yaşları en güzel yılları olsa da backpacker’ın, çocukken başlar kimi amatör kaşiflerin hikayesi. Ne mutlu ki sırtında çanta 70’inde yoldaşlar da gördük yollarda. Evli, bekar, sevgilisi olan, çocuklu fark etmez.
Dilimiz, dinimiz, kültürümüz çeşitlidir. Çevreciyizdir, hayvan severiz, doğaya aşığızdır, e şehirlerle de aramız iyidir, ara sokakları çok iyi biliriz. Irkçı değilizdir, olamayız, renklere ve renkliliğe saygı duyar, herkesi ve her şeyi sevmeye, anlamaya çalışırız. Her insanın ayrı bir hikayesi olduğuna inanıp benzerliklerimize şaşırır, farklılıklarımızı yaşatmaya çalışırız. Obur olmak imkansız, ama bütçe yoksa bile birçok şeyi tatmayı severiz. Gittiğimiz her yerde detaylar yakalamayı çalışır, küçük detaylardan büyük sonuçlar çıkarırız.
Biz yaşamayı, yaşatmayı ve paylaşmayı severiz ve bir gün dünya üzerinde daha çok söz sahibi olursak eminiz ki daha yaşanılır bir dünyayı sunacağız gelecek nesillere. Çünkü gezen bilir, çünkü gezen öğrenmiştir, öğrenimini sonlandırmadan daha çoğu için araştırır, seyahat ettikçe, yürüdükçe daha geniş düşünür. Yolumuz da açıktır, ufkumuz da. Dertlerimizle de baş ederiz elbet, onlarsız olmaz, engeller manasıdır bazen o yolun.
Sen de bize katılsana. Sev, sevgiyle kal, paylaş, yaşa ve yaşat. Kendin küçül ve büyü, büyüt, büyüdükçe yücel ve heyecanını hep canlı tut. Durma, plan yap veya plansızca herhangi bir yöne hareket et, durma keşfet, Dünya senin hadi keşfetsene.
Bir düşünür der ki “Gelmek aslında gitmektir” Sen keşfetsene’ye geldin, hadi şimdi de git, durma, git! Tüm sayfalarımız senindir ama bizim maceramızı başlatan interrail bak şurada:
Metin Çağlar
10 Şubat 2014 - 11:34Süper yazmışsınız, insanın kendini değiştiresi, kalkıp gidesi geliyor.
mustafakumburgaz
29 Mart 2014 - 23:00yazılarınız mukemmel.cumartesı guna aksam ları taman sızın gezı notlarınızı okuyarak gecırıyorum.ve ılk defa bukadar ayrıntılı gezı notları okuyorum.hindistan a asıktım.sayenızde.tamamen kendımı kaptırdım.en buyuk hayalımı bır gunu gerceklestırecem
Sevda Kangal
14 Haziran 2017 - 03:32Life is bsckpacking derler; siz de altını güzel doldurmuşsunuz; güzel yazı tebrikler.