Dünya Senin, Hadi keşfetsene!

Pepsico ile Kayseri’de Hasat, Ürgüp’te Gezi

#Pepsicohasatta

Pepsico Türkiye’nin davetlisi olarak 27-28 Eylülde muhteşem bir organizasyonda Kapadokya Gezisi ve Kayseri’de patates hasadı etkinliğine katıldık. Katılımcı gezi/seyahat, yeme içme ve life style bloggerları, gazeteciler ve diyetisyenlerle birlikte hem patates ve Pepsico hakkında birçok bilgi öğrendik, hem de çok eğlendik. Yeni blogger arkadaşlarımız da oldu.

Hem etkinlikten hem de Türkiye’de sürdürülebilir tarım odaklı Pepsico faaliyetlerinden biraz bahsetmek isteriz. Bildiğiniz gibi Pepsico Dünya’nın en büyük yiyecek içecek firmalarından. Çoğunuzun bildiği Pepsi ürün gamı (Türkiye’de Pepsi, Yedigün, Fruko, 7Up, Lipton Ice Tea, Tropicana gibi uzayıp giderken) az bilinen bir şekilde Frito Lay de Pepsico’nun yiyecek bölümünü oluşturuyor. (Lays, Doritos, Ruffles, Cheetos, Çerezza) ve Rocco da firmanın sevilen ürünlerinden. Dünya’nın en büyük yiyecek içecek firmalarından birinin olmasının yanı sıra Pepsico ciddi de bir tarım şirketi.

Patates Deyip Geçmek, Cips Deyip Yemek(!)

Katıldığımız etkinliğinin merkezine oturan patates hasatında da öğrendiğimize göre tamamı kendi yerli tohumlarından olmak üzere Pepsico Türkiye’de 20 farklı şehirde yerel patates ürettiriyor. Anlaşmalı çiftçilerle tohumdan toprağa, hasattan fabrikaya, fabrikadan reyona tüm süreci kontrol altında tutuyor. Bu arada da harikalar yaratıyor. Reklam yazısı gibi olmasın istiyoruz ancak birçok noktadan çok etkilendiğimizi söylememek mümkün değil.

Pepsico Türkiye’de üretilen tüm cipslik patatesin %75’ini ve endüstriyel patatesin %19’unu satın alıyormuş. Bu büyük bir güç. Bunu da geleneksel satın alma yerine üreticiyi destekleme ve hatta eğitme yoluyla yapıyorlar. Tarlayı seçiyorlar, anlaşmayı yapıyorlar, tohumdan gübreye, olası hastalıklara müdahaleden bilgilendirmeye her alanda üreticinin yanında oluyorlar, tarlanın dinlenmesini sağlıyorlar (Patates üretimi için 2 yıl dinlenmeliymiş) sonrasında da tüm kontrol aşamalarından sonra ürünü alıyor ve işliyorlar. Bugün tarladan topladığımız cipslik patates eğer taze üretimse 4 gün sonra reyonda olacak şekilde hızla hazırlanabiliyor (Ulaşım ve bayii süresi dahil) ya da depoluk patates ise 8 aya kadar bekletilebiliyor.

Pepsico’nun Ödüllü Fabrikaları ile Doğa Dostluğu

Mersin Tarsus ve Kocaeli İzmit’teki iki fabrikada %0 (Aynen sıfır) atık seviyesine ulaşılmış. Bu konuda da Avrupa’nın öncülerindeniz. Hani belgesellerde hep izlediğimiz giren her şeyin değerlendirilmesi durumu var ya, aynen bu ülkemizde sağlanabilmiş. Örnek uygulamada üretimde kullanılan patateslerin kabuklarından organik gübre elde ediliyor, kullanılan su arıtılarak tekrar şarja alınıyor. Fabrikalar elektrik enerjisinin ciddi bir kısmını (%40) biogaz ile kendi üretiyor ve tohumdan rafa entegre cips üretimi sisteminde Pepsico Türkiye, İngiltere ile birlikte Avrupa‘nın lideri. Pepsico International’ın uygulamaya koyduğu sürdürülebilir tarım projeleri kapsamında verilen hedeflere Pepsico Türkiye en erken ulaşan ülkelerden biri. Hedeflerin çoğu 5 yıllık sürenin çok altında tamamlanmış ve gelişmeye devam ediyor. Bu hedefler tarımsal üretimin yanı sıra aynı zamanda daha sağlıklı gıda konusunda da kendini gösteriyor. Yiyeceklerdeki tuz, içeceklerdeki şeker miktarları sürekli azaltılıyor ve her geçen gün daha sağlıklı yöntemler geliştiriliyor. Lays’te kızartma yerine fırınlanma tekniğinin kullanımı buna iyi bir örnek.

#pepsicohasatta Etkiniği’nin Eğlence ve Gezi Bölümü

Elbette sadece tarlaya gidip patates topladık, sunum dinledik diyemeyiz. Baştan sona çok detaylı düşünülmüş ve kusursuza yakın gerçekleşmiş organizasyonda transfer ile havalimanlarımızdan Kayseri’ye gittik, bölgenin önemli firmalarından birinde enfes sucuklar, pastırmalar eşliğinde Kayseri kahvaltımızın ardına Kapadokya’ya geçtik, otelimizde Türkiye‘nin önde gelen şeflerinden Aydın Demir’in tamamı cipsler eklenerek hazırlanmış özel menüsü ile öğle yemeğimizi yedik, Şef Aydın Demir’den patatesin hikayesini dinledik, üzerine eğlenceli workshop’umuzda Anadolu’nun sonsuz dağlı tepeli coğrafyasında cips sosu yaptık. Burada küçük bir bilgi ekleyelim, şefimiz pek derecelendirmedi ama 21 kişinin içinde Taflan‘ın yaptığı cips sosunun sonuncu olduğunu söyleyebiliriz. Hayır utanmıyoruz!

Ekibimizle rehber eşliğinde kısa bir Ürgüp gezisi yaptık ki artık Taflan’ın 17’inci, Barış’ın 5’inci falan Kapadokya gezisi olmasına rağmen söyleyebiliyoruz ki burası bu ülkenin en değerli turistik yerlerinden. Her gidişte farklı bir his verir mi insana bir yer. Hâlâ devam eden coğrafi şekillenme ve değişiklikler elbette 1 yıl içinde gözle görünmez ancak sanki her peri bacası her sene farklı bir manzara sunuyor insana. Şuranın değerini bilelim ve gelişimine en azından korunmasına yardımcı olalım gerçekten benzersiz.

Kapadokya’da Türk Gecesi Eğlencesi

Gece bölgenin klasik “Türk Gecesi” konseptinin önemli mekanlarından birine eğlence ile devam etti ki turistler için bulunmaz bir nimet. Genelde bu konsepti çok sevmediğimizi birkaç kez yazmıştık yeri geldiğinde. Ancak bir turist için 3 saat içinde Roman’dan Zeybek’e, halaydan, Kafkas’a, Karadeniz’den, İç Anadolu’ya 8 tür halk oyunu görmek, folklorik edayla kına gecesi ve dansöz gösterisi izlemek, yerel yemekle ve rakı/şarap eşliğinden bulunmaz bir keyif olsa gerek. Japonlar dahi çok gülüyor, siz düşünün durumu.

Geceledikten sonra ikinci sabah başta anlattığımız hasadımızı yaptık, ve doğanın içinde enfes bir manzaradan Kayseri Erkilet Havalimanı’ndan İstanbul’a döndük. Eğlenceli bir etkinliğinin sonlandırmış olma hüznü olsa da, artık patatese ve cipse bakışın biraz değiştiğini söyleyebiliriz. Elimize aldığımız paketi çıtır çıtır yemek yerine biraz inceleyip, patatesleri bi’ kontrol edip, güzel şeyler hatırlayacağımız kesin.

Ayrıca 2 kiloya yakın topladığımız patateslerden herhangi birini şuan siz yiyor olabilirsiniz, bi’ elinize sağlık deyiniz!