Dünya Senin, Hadi keşfetsene!

Mezuniyet Sonrası Hayata 1 Yıl Ara

Okuldan İş Hayatına Geçişi Yavaşlandırmak Lazım

“Doğru” çok fazladır ancak eğitim sistemlerimizde seçtiğimiz doğru seçimler potansiyellerimiz ve hayallerimiz değil, şirketlerin ve sistemin istediği doğrular oldu hep…

Yıllardır iyi kötü birçok yabancı arkadaşla tanışma ve sohbet imkanımız oluyor, muhabbetlerde derin farklılıklarımızı rahatlıkla görebiliyoruz. Hele bu yabancı bir de gezen, seyahat eden, kendini ve Dünya’yı keşfetmeye çalışan yolcular olunca bazen sohbetin derinliklerinde ülkemiz ve bireyler için kıyaslama daha ızdırap verici olabiliyor.

Şüphesiz ki kültür denilen farklılığı oluşturan iklim, coğrafya, din, tarih, ekonomik refah, siyaset, toplumsal ahlak bir yandan zenginlikler yaratırken bir diğer yandan da büyük adaletsizlikler doğuruyor. O adaletsizlikleri de bizler gibi arada kalmış toplumlarda görmek, iç çekmek e hadi biraz da hayıflanmak mümkün.

Gelişmiş toplumlarda çocukluktan itibaren sporun bir hayat tarzı olması, günlük sohbetlerin ana temaları, politikacıların hayatı yönlendirişi, aile kavramı ve en acısı eğitim öğretim hayatı çok farklı.

Biraz seyahat eden, yabancı bir ülkede yaşama şansı olmuş olan ya da kendi evinde fazla sayıda farklı kültürle tanışanlar bu devasa ayrımı şak diye görebilirken, bir şans da iki farklı kültürden insanın üçüncü bir ülkedeki tepkileri, ortaklıkları ve zıtlıkları üzerine kurulu.

Buradan hemen karne ve mezuniyet heyecanının olduğu günümüze ve konuya gireyim, Avrupa, Amerika, Kanada, Avustralya gibi ülkeler başta olmak üzere çoğu gelişmiş toplumda var olan bir “GAP YEAR” kavramı ile tanıştırmak isterim bilmeyenleri. Genelde lise ya da Üniversite eğitimi sonrasında iş hayatına geçiş gibi çok sert değişiklikten önce bireylerin kendilerini tanıması ve alternatifleri değerlendirebilmesi için her şeye verdikleri bir senelik ara. Bu ara çok büyük ihtimalle uzun bir seyahatle doldurulken, gönüllü projeler, kişisel ve mesleki gelişim eğitimleri, alternatif sahalarda eğitimler veya hobilerle dolduruluyor.

Örneğin Harvard Üniversitesi Profesörlerinden William Fitzsimmons lise ve üniversitede okuyan gençlerin gelecekte içine girecekleri yoğun iş hayatı öncesinde “GAP YEAR”a dahil olmalarını tavsiye ediyor. Bunun en önemli sebebi ise ortalama 1 yıl süren ve yapan kişinin vizyonunu son derece geliştiren bu programın kişisel gelişimin en önemli parçalarından biri olması.

Ülkemizin lanet eğitim sisteminde bir yarış atından farksız geçirdiğimiz ilk okul sonrası öğretim hayatımız bize hiç nefes alma fırsatı vermezken, sınav zorunluluğu, ailelerimizin heves, yönlendirme ve hataları, toplumsal cehalet, kutsanmış akademik başarı bizlerin birey olmasını ya engelliyor ya da çok geciktirerek en güzel yılların heba olmasına neden oluyor.

Üstelik günümüz sosyal medya kanalları sağ olsun; başarılı bir öğrenci olsan da, 20’lerinde milyoner olan yeteneksiz sanatçılar, astronomik rakamlar kazanan topçular ve popçular, saçma sapan politikacı akrabaları, yalanlar üzerine kurulu birçok fenomen; gençlerin örnek aldığı kişiler oluyor ve bu da tüm bu çöküşü hızlandırıyor, mutluluk artık yakalanabilir bir çıtanın uzağına taşınıyor.

Bitmeyen bir “kendimi keşfetme ve arama” yolunda artık yaş olarak yolun yarısına yaklaşmışken dahi, hâlâ ne olduğumu bilemediğim bir yoldayım. İkinci kez kariyerime ara verdim ve ilk kez bu yaz sonunda ülkemden uzun süreli ayrılıyorum. Ancak dönüp geçmişe baktığımda şaşâlı okul birincilikleri, Üniversite’ye kadar bir sürü akademik başarı, lisansta ucu ucuna ite kalka gelen bir mezuniyet, yoğun iş temposu sırasında 2 sene hafta içi tüm akşamları dolduracak bir yüksek lisans sürecinde elde ettiğim her şey şu an bir kenarda.

Al CV’ne yazarsın diye yaptığımız bir sürü zırvalık CV’mde duruyor ama CV’m nerede onu bilmiyorum. İş hayatına dibinden başlayıp, Üniversite ajans işleri v.s. ile giderken en son ayrıldığımda küçük bir ekibin müdürü idim ve oldukça iyi bir projede yöneticiydim, eeee? Şimdi ne o şirket var, ne o ekip. Ama üzerimde bıraktığı stres, bıkkınlık, şehrin karmaşası ve ülkenin gündemi ile birleşince mutluluklarının yanında acı hatıralar da barındırıyor.

Elbette muhteşem istisnalar var ancak onun dışında, çoğunlukla bir rehber öğretmenin ya da aile bireylerinin iyi niyetli yönlendirmesiyle elde edinilmiş meslekler, o meslekleri öğrenirken çoğunlukla teoride kalmış yetersiz eğitimler, muhtemelen sinir bozucu yöneticiler, yetersiz alt yapı, sürünen bir sistem ile biz nasıl birey oluyoruz, nasıl aile kuruyoruz, nasıl ülke yönetiyoruz ortada.

Bu başarısızlık altında imkanı olanların kendine “gap year” vermesi, imkanı olmayanların da yaratmak için elinden geleni yapmasını dilediğim için bu yazıyı karalamaya çalıştım. Neyse ki anlık keyfim yerinde de çok sert ya da büyük cümleler kurmuyorum.

Gap Year Önerileri

Seyahat Edin:Çıkıp Dünya turu yapın demiyorum ama interrail yapın, gidin Asya’da ucuz birkaç ülkede ikişer ay yaşayın, Güney Amerika’da 6 ay dolaşın, Meksika’da 4 ay keşfe çıkın; çok farklı kültürlere bir dokunun belki içinizdeki çok farklı cevherleri keşfedersiniz, imkansız ama hiçbir şey olmazsa muhteşem bir dönem geçirmiş olur, döndüğünüzde aynı yerde daha mutlu devam edersiniz.

Gönüllü İşlere Girin: Konaklamalı, küçük maaşlı, tüm masrafları karşılanan birçok gönüllü iş var Dünya’da. Bunları araştırın, hem seyahat etmiş olursunuz, hem paylaşmanın hazzını zirveye taşırsınız hem de belki yeni bir meslek sahibi olursunuz.

Farklı Bir Meslekte Eğitim Alın: Mimarlık mı bitirdiniz, gidip kod eğitimi alın belki yazılımcı olursunuz. İşletme mi okudunuz, tasarım eğitimi deneyin belki içinizde bir deha yatıyor. Edebiyat mı okudunuz, azıcık matematik temelli bir şeyde kendinizi zorlayın. Emin olun ÖSS gibi olmayacak (Ya da adı şu an neyse o sınavın)

Yeni Bir Dil Öğrenin: Bu zaten kullandığınız sürece hayatınızda hep artısını hissedeceğiniz bir şey. Bütçeniz yetersizse, İngilizce için ABD veya İngiltere’ye gerek yok, bin tane seçenek var, İspanyolca zaten yaşamın çok ucuz olduğu ülkelerde rahatlıkla öğrenilebilecek bir dil. Rusça deneyin, Slav bölgesi oldukça ekonomik yerlerdir.

Sanata Bir Şans Verin: Sanırım ilgili alanlardaki teorik eğitim dışında ülkemizde en son sanat dersi orta okul resim dersinde boş kağıda patates basmakla sınırlı. Yaşınız geç sansanız da, yaratıcılığınız baki olabilir.

GAP YEAR’la çıkacakları uzun süreli bir yolculuk sayesinde hayatta karşılarına çıkabilecek zorluklarla baş edebilme ve problem çözebilme yetilerine ulaşan gençler iş hayatlarında da ciddi bir şekilde daha başarılı oluyorlar.

Eğitim hayatımız boyunca zafer ve mağlubiyetler yaşadık ancak bunları genelde nasıl kontrol edeceğimizi bilemedik. Bir senelik bir “ara yıl”ın tecrübesi hayatı ve kendimizi kontrol etmeyi öğretecektir. İş hayatına atılmadan önce verilen aslında bu kısa aranın değerini uzun vadede çok daha iyi anlaşılacaktır.

Taflan 10.06.2017 Olimpos