Mersin’den Taşucu’na Sahil Şeridinde Gezilecek Yerler
Mersin’de denize girilecek yerler, Mersin kamp alanları, ören yerleri, yazlıklarla boğulmuş sahil şeridi ve Mersin’in tarihi kültürel miraslarının doğal güzellikleri ile birleşmesinden oluşuyor. Keşfetsene’nin yazarlarından Taflan’ın en az 20 yazının geçtiği Susanoğlu‘ndaki yazlık ve Barış’ın çokça gidip geldiği Kızkalesi‘ndeki aile yazlığı, bölgenin genel tatil kültürünün birer örneği olarak bizi yıllarca dinlendirdi, eğlendirdi. Biraz suyunu içtiğimiz bu topraklara boyun borcu, biraz da bölgeyi iyi bildiğimizi düşünmenin getirdiği birikimle buraları iyi anlatabiliriz düşüncesindeyiz. Bakalım;
Mersin sahili, yakın tarih boyu Mersinliler kadar, Adanalılar, Kayserililer, Karamanlılar, Gaziantepliler ile az biraz Konyalılar ve Ankaralılar ile güney doğu bölgesinde yaşayanlar tarafından yazlık edinilmiştir. Geçmiş siyasi dönem politikalarımız Antalya’yı turizm cenneti ve oteller çöplüğü yaparken, Mersin sahil şeridini de bölge halkına önceleri mocamp ve çadırcılık kültürü ile, 90’lardan sonra da yayla evleri yerine denizi de ekleyen ‘yazlık ikinci ev kültürü’ ile beton yığınına çevirmiştir.
Çocukken ya da gençliğimizin başlarında pek bilmezdik tabii hep oralarda takıldığımız için, ancak gün geliyor Avrupa görünce, boş verin Akdeniz’e sahili olan gelişmiş ülkeler İtalya‘yı, Fransa‘yı, Hırvatistan‘ı; ne bilelim burnumuzun dibi Ege’nin karşı kıyısı Halkidiki‘ye falan gidince, buralara yakın kısa tarih boyu nasıl ihanet ettiğimizi de bir kez daha hatırlıyoruz. Orada tek bir büfe bile yapılmazken, biz de dizi dizi binaların en arkasındakilerden denize ulaşım bir kilometreye kadar uzanıyor yer yer. Neyse, yazarken canımız sıkıldı, totalde keyif kaçırmanın manası yok, bu güzel insanların coğrafyasında hoş bir Mersin turu nasıl yapılır, ona bakalım.
Elimizden geldiğince coğrafi konuma göre Mersin il Merkezi’nden batıya doğru dizersek;
Kargıpınarı Beldesi: Erdemli ilçesine bağlı kasaba sazlık ve sulu bir arazide bulunduğundan bu ismi almış yazlık bir beldedir. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde de yer alan Kargıpınarı Mersin’e 25 km. mesafededir. 2,5 km’lik sahil şeridinde deniz keyfi yapılabileceği gibi çok gelişmiş olan narenciye tarımının ürünleri de tadılabilir. Ayrıca ziyaret edilecek bir nokta olarak Yörük Müzesi de yer alır.
Arpaçbahşiş Beldesi: Erdemli’ye 4 km. (Mersin’e 32 km.) mesafedeki beldede sahil kadar üç gövdeli tarihi çınar ağacı da ziyaret noktalarındandır. Sahil hattı geniş olsa da civara göre pek bir ekstra özelliği yoktur ve yol üstü duraklarından biri olarak kullanmanızı öneririz.
ERDEMLİ İLÇESİ: Civarın önemli ilçelerinden Erdemli, Mersin’e 36 km. mesafede büyük bir yerleşim birimidir. İlçe merkezinde turistik değerler kısıtlı olduğu için sadece yol üstü işleriniz için yazma gereği duyduk. Hızla geçiniz. Ancak ilçeye bağlı bölge sahilleri önemli.
Mersin Limonlu: Hoş bir sahil, mis gibi kumsal ve yine yine yine koca koca evler ile döşenmiş bölge il merkezine yakın güzel yerlerdendir. Pansiyon veya apart kiralayarak keyifli bir deniz tatili geçirebilirsiniz.
Kumkuyu ve Ayaş Beldeleri: Kendisi tam bir cazibe merkezi olmayan ancak bölgenin bilinen ana duraklarından birisidir. Ayaş sahili, Ayaş yazlıkları ve 12 km. mesafedeki Öküzlü Ören Yeri ile meşhurdur. Öküzlü, Ayaş’a Hellenistik, Roma, Bizans dönemlerinde yerleşim alanı olarak kullanılmış tarihi bir yerdir. Taş yapılardan oluşan kentin bazı bölümleri yer yer ayakta kalmıştır. Deniz eğlencesi olarak da Kumkuyu, Yemişkumu, Akkum ve Tıtar bölgeleri; Erdemli ilçe sınırları arasında kalan en güzel sahil bölgeleridir. Tümünde yine deniz, kum, güneş üçgenin ekonomik seçenekleri için apartlar ve pansiyonlar konuklarını mutlu eder.
Kızkalesi: Başlı başına yazdık. Çünkü çok önemli. Buraya tık:
Adamkayalar: Kızkalesi notları içinde yer alıyor. Oraya çok yakın ve çok değerli. Mutlaka Kızkalesi tatil notlarımızdan okuyun.
Narlıkuyu: Tulumbası ve lokma tatlısı ile meşhur bu büyük koy hem karadan hem de denizden turistleri çeker. Kara yolcuları daha ziyade Cennet Cehennem Obrukları ve Astım Mağarası ziyareti yapan turistler olsa da, 90’larda bölgenin cazibe merkezi olan tatlı su kaynağına kurulmuş tulumba sebebiyle gel zaman git zaman burada tesisleşilmiştir. Balık lokantaları ve tarihi Narlıkuyu lokmacısı ile yol üstü lezzet durağı halini almıştır. Kesinlikle taze taze dökülen lokmalardan biraz alın ve tadın, açsanız taze Akdeniz balıkları için de mekanlar makuldür.
Ayrıca Narlıkuyu’da üç güzeller mozaiği bulunur. Taş yapı içerisine M.S. 4. yy.’dan kalan bu eserdeki üç güzelin ismi Aglaie, Euphrosyne ve Thalia’dır. Fotoğraflamaya değer.
Cennet Cehennem Mağarası: Doğal çökük şeklinde oluşmuş iki özel obruğun tarihi ve turistik değeri çok yüksektir. Mersin’in en meşhur yerlerinden olmakla birlikte dört mevsim ziyarete açıktır. Giriş ücretli olup Müze kart geçerlidir. Sığ denizel kireçtaşı katmanlarının aşınmasıyla şekil alan obrukların çökmesi ile günümüzdeki halini alan bu iki noktada devam eden yer altı suyu akımları da bulunmaktadır. Doğal güzelliği kadar tarihi yeri de önemlidir. 135 metrelik cennet çukuru ve 110 metrelik cehennem çukurlarından cennet ziyarete açıktır. Tarihi Meryem kilisesi’nin yanından başlayan seyahatte yüzlerce merdiven inilerek en aşağıya ulaşılabilir. Helenistik dönemden kalma bir Zeus tapınağı da olan çukurun merdivenleri tahmini olarak bu dönemden kalmadır. Mutlaka dinlene dinlene de olsa aşağıya kadar inip bi’ ‘zirve’ yapmanızı öneririz. (Fotoğraf; THK’dan)
Astım Mağarası: İçindeki yoğun nem oranı sebebiyle (Yazın %85, kışın %95+ ) astım hastalarına iyi geldiğine inanılan, suda yürüyormuş hissinde nefesleri zorlayan bir doğal zenginlik. Birbirine doğal kanallarla bağlanmış benzersiz sarkıt ve dikitlerin yer aldığı, iyi aydınlatılmış Astım Mağarası yerin 20 metre kadar aşağısına uzanan bir yer altı oluşumu. Hemen Mersin – Silifke kara yolunda Kızkalesi’nin az batısında, dağ yoluna doğru 3 km. kadar içeridedir. Kendi güzelliği kadar, bir süre sonra nefes açısından zevkli bir işkenceye dönüşecek ziyaretin tamamlanmasının ardına tekrar yer yüzüne çıktığınızda, Akdeniz’in ufka kadar uzanan masmavi güzelliği , %99 denk geleceğiniz şahane açık hava ve karşınızda yukarıdan Kızkalesi’ni gördüğünüzde, Silifke yoğurdundan güzel bir ayran içmek paha biçilemez. Astım Mağarası girişi ücretli olup komik bir parayadır. Müze kart geçerlidir.
Kanlıdivane: Çok özür dileyerek belirtelim 500 kez önünden geçtiğimiz bu yol üstü durağının muhteşem hazinesi konusunda bilgimiz çok az. :( İlk fırsatta gidince güncelleyip yazarız ancak M.Ö. 3 yy’dan kalma bu bölge için en azından Wikipedia sayfasına bi’ göz atın; Kanlıdivane. Siz ziyaret ettiyseniz aşağıya yorumlayın, diğer okurlarımız da okusun.
Altınorfoz: Kaplumbağa koyu ya da caretta caretta koyu olarak bilinen bu cennet koy Akdeniz’in en özel canlılarından caretta carettaların ziyaretleri ile meşhurlaşmıştır. Küçücük bir koydur ve kara bölümünde bir büyük otel ile bir özel yazlık site ile kaplıdır. İkisinden birinin ziyaretçisi değilseniz karadan giriş yapamazsınız. Denizden bir tekne turu ile v.s. gelir ya da otelde kalırsanız huzur dolu dakikalar ve keyifli bir Akdeniz tatili geçirirsiniz. Koyu oluşturan dağların yamaçlarında suyla sevişmek, minik sahilde dalgalarla oynaşmak sizi çocukluğunuza götürecektir. Altınorfoz bölgede önerdiğimiz yerlerdendir.
Yapraklı Koyu – Susanoğlu – Kapızlı (Atakent): Bölgenin bizim için en özel beldesi olan Atakent ömrümüzün uzun yazlarının geçtiği yerlerden. Madem detaylarını biliyoruz, o zaman detaylarıyla yazalım istedik; görsele tık tık;
Atayurt Beldesi: Bölgenin en büyük beldelerinden Atayurt da dürüst olmak gerekirse pek bir şey vaad etmeyen bir yerleşimdir. Birkaç restoran ve alışveriş yapılacak yerler dışında yazlıkçılara özeldir, elbette kiralık daire v.s. bulunarak konaklama yapılabilir ama yine önceliğiniz olmamasını öneririz.
SİLİFKE İLÇESİ: Bölgenin en büyük ilçelerindendir. Mersin mutfak notlarımızda yazdığımız yoğurdu ve ham çökeleği ile meşhur olup Cumhuriyet döneminde şehirken ilçeye düşürülen merkezlerimizdendir. Silifke Kalesi ve Göksu ırmağı gibi özel iki turistik noktaya sahip olmakla birlikte civardaki bütün yazlıkçıların iş ve alışveriş merkezidir. Her türlü bankacılık ve devlet dairesi işlerinizi burada görebilirsiniz.
Civar kasaba ve köylerde tatilinizi geçirirken yolunuz bir şekilde buraya düşerse bolca yürüyün, gezin, yiyip için. Her geçen yıl pahalılaşan bölge beldelerine göre yerleşik nüfus da olduğu için fiyatları makul seviyelerdedir. İlçe merkezindeki Göksu’nun kenarında çamurlu dereye karşı oturup bir çay içmek, kaleye çıkmadan önce yöresel sıkma gözleme keyfi yapmak, akşamında bira yengeç keyfi ile keyiflenmek Silifke’de yapılacak aktivitelerin başında gelir. Silifke’de görülmesi gereken yapılar listemiz bu yazının üst kısımlarını oluşturan beldelere yayılmış durumda.
TAŞUCU: Kıbrıs’a açılan kapımız olarak bilinen bu şirin liman kasabası Silifke’ye 11 km. mesafededir. Büyük bir limanı vardır ve gün boyu KKTC’ye çok sayıda sefer düzenlenir. Ayrıca yerleşik nüfus kadar, ciddi bir yazlık kültürüne de sahiptir. Uluslararası beach volley turnuvalarına da ev sahipliği yapan belde denize girmeye, denizde yat turu yapmaya, karadan ve sudan balık tutmaya, yengeç yemeye, alışverişe gitmeye birebir bir bölgedir. (Taşucu’na en yakın havalimanı Adana Şakir Paşa olup, Taşucu Adana arası mesafe 175 km.’dir.)
Civarın büyük otelleri de Taşucu’nda bulunur dolayısıyla Mersin’de pansiyonda veya normal otelde konaklamak ya da Mersin’de günübirlik ev tutmak istemeyenlere lüks otel deneyimlerini de yansıtır. Yolu düşenlere mutlaka yengeç yemelerini, Taşucu deniz kızı efsanelerini araştırmalarını ve bolca yürüyüş yapmalarını öneririz çünkü çok da fazla bir şey yok.
Devamında Antalya’ya doğru giderken en turistik bölge Anamur’dur. Antalya’ya çok yakındır ancak Anamur Mersin’e bağlı bir ilçedir. Yine yol boyunca birçok doğal güzellik de bölgede yer alır.