AVRUPA BİRLİĞİNİN BAŞKENTİ
AB’nin başkenti Brüksel genel kanıya göre bir gezgin için beklentileri karşılamayan bir şehir, ancak Belçika’yı gayet sevmiş iki gezgin olarak Brüksel’den de oldukça keyif aldık. Önerimiz tur planı yaparken Brüksel’i bir geçiş noktası olarak kullanıp en fazla 1-1,5 gün ayırarak çevresindeki Antwerp, Brugge, Amsterdam, Paris gibi şehirleri dahil ederek sağlam bir rota çizmeniz yönünde. Brüksel’in önemli bir ulaşım merkezi olması da planların içine almanız için başka bir sebep.
BRÜKSEL’DE GEZİLECEK YERLER
Brüksel Şehir Meydanı Grand Place: Avrupa bir meydanlar medeniyeti Grand Place de Avrupa Birliği’nin başkentinin meydanı. Zaten kaçırması imkansız olan meydanı yaşamak lazım. Gerçekten hem görsel olarak güzel hem de turistik kalabalık oldukça keyifli. Köşeden güzel bir bira kapıp başka gezginlerle tanışmak için ideal nokta.
İşeyen Çocuk Heykeli: Görülebilecek en saçma turistik şey İşeyen Çocuk (Menneken Pis) Heykeli Brüksel’in en önemli simgelerinden Grand Place’dan 5 dakikalık mesafede. Adı kendini açıklayan heykel 61 cm. Hakkında türlü türlü efsaneler bulunmakta. Görmedim demezsiniz.
Atomium: Bir Eyfel olamamış ama tıpkı Eyfel gibi fuar için 1958’de yapılmış zamanı için oldukça modern kule, bir gidip görülmeli. Metro ile Heysel durağından ulaşabilirsiniz, giriş 11 €.
Mini Europe: “İşte bunlar hep Avrupa.” Adından anlaşılacağı üzere Avrupa’daki önemli yapıların sergilendiği bu müze bizdeki Miniatürk’ün bir benzeri. Giriş 14,20 €.
Günübirlik Brugge: Planınıza göre Belçika’nın en çok turist çeken tarihi şehrine günübirlik seyahat edebilirsiniz. Bkz: Brugge Gezi Rehberi
BRÜKSEL’DE YEME İÇME
Bira, bira, bira: Belçika demek bira demek o yüzden gezmekten sıkılsanız bile kendinizi bir bara kapatıp sayısız çeşitteki birayı denemek yeterince keyifli bir aktivite olacaktır. Belçika 600’den fazla bira markası ve her biranın kendine has bardağı ile servis edilmesiyle eşsiz bir ülke. Brüksel’de bunun tadına varmak için iyi bir fırsat. En iyisi Belçikalı arkadaşımız Geofrey sayesinde tanıştığımız, Grand Place Meydanı’na yakın meşhur bir mekan olan Delirium. 2000’den fazla bira çeşidi olduğu rivayet ediliyor. Hem insanlarla tanışmak hem de bira tatmak için ideal bir mekan.
Patates, patates, patates: Belçikalı arkadaşımızdan alıntılıyoruz “French fries” yalandır, doğrusu “Belgian fries”dır, patates kızartmasını Belçikalılar bulmuştur!!! Ülke sahiplenme polemiklerine girmeyelim ama Belçika kesinlikle bir şeyleri kızartma ve onları sayısız sosa bulayarak yeme konusunda bir numara. Biz gibi pis boğazlılar için de bir cennet. “Frietkot” yazan dükkanlarda patatesle beraber içinde ne olduğunu yerellerin dahi pek bilmediği sayısı kızartma bulunur ve onlara eşlik eden muhteşem soslar. Kesinlikle tadacağınız en iyi patates kızartmasını yiyeceksiniz.
Çikolata, çikolata, çikolata: Belçikalılar çikolata konusunda da iddialı ve bu konuda da en iyi olduklarını iddia ediyorlar. Brüksel’de adım başı bulabileceğiniz çikolatacılara dalın. Fabrikasyonlar yerine günlük üretilenleri tercih edin.
Waffle güzel de Türkiye’de daha iyi mi ne?: Waffle’ın orijinal memleketine gelmişken kaçırmayın, burada waffle bizdeki sandviç stili gibi değil genellikle daha sade tercih ediliyor. Tadı oldukça güzel olmasına rağmen, nutellanın içinde sarkan muzlarıyla bizlerin de konuyu oldukça ileriye taşıdığını düşünmeden edemiyor insan.
BRÜKSEL’E NASIL GİLİDİR?
Yazının başında belirtildiği gibi Brüksel önemli bir ulaşım merkezi ve çoklu Avrupa turu rotası çizerken uygun fiyatlarla plan kurmak için önemli bir merkez.
İstanbul’dan Brüksel’e Uçakla:
THY ve Pegasus‘la İstanbul’dan direkt uçuşlar olduğu gibi, WizzAir ve RyanAir gibi lowcost havayolları ile çok uygun fiyatlara Avrupa’nın herhangi bir şehrinden gitmek mümkün. Özellikle aktarmasız Pegasus veya WizzAir+Ryanair kombinasyonları ile oldukça uygun fiyatlarla birkaç saat içinde Brüksel’de olmak mümkün. Bunun yanı sıra çoklu rota hazırlarken diğer şehirlerden Brüksel’e gelip çok ucuza başka şehirlere geçmek de iyi bir seçenek.